Dua Etmeyi Gerçekten Biliyor muyuz?

Ramazan ayı benim gerçekliğimin 11 ayın sultanı. Orucu ayrı, ibadeti ayrı, ağırlamayı ayrı, paylaşmayı ayrı seviyorum bu ay boyunca… İftar ile sahur arası hele de evdeki ayaklar yerini sessizliğe bırakınca en verimli saatlerim. Ne mi yapıyorum? Genelde dua ediyorum. Şimdiki anın tadını çıkarıp bazen geçmişle gelecek arasında seyahatlerde yapıyorum. Yine bu seyahatlerimden birinde Nenelerimizin bizler küçükken ne isteseler hemen ardından dillerinden düşürmedikleri ‘’ hayırlısıyla olsun ‘’ duasının ne kadar doğru bir dilek olduğunu hatırladım. Benim nenelerime müthiş hayranlığım vardır. Yıllar boyu eğitim alıp kendimi yetiştirdiğim kişisel gelişim uygulamalarının pek çoğunu benim nenelerim günlük hayatlarının akışında kendi doğalarında yaşıyorlardı.

Kanımca dua ederken yapılan en önemli hatalardan biri kendimizi sınırlamak. Örneğin aşkı arıyor fakat aşağıdaki gibi bir cümle kuruyorsun

‘’ Allah’ım hayatımın aşkını bulayım başka bir şey istemiyorum. ‘’

Oysaki Allah sizden böyle bir söz vermenizi, böyle bir sınırlama koymanızı asla talep etmez.

Her şeyin en iyisine en güzeline layık olduğunuza önce kendiniz inanmalısınız. Dünyanın tüm güzelliklerine, refah içinde yaşamaya, huzura, barışa, mutluluğa layık olduğunuzu sizin bilmeniz çok önemli.

Yetişme çağlarımda sınavlara hazırlanıyorum o vakitler yine nenemin bir lafı geliyor aklıma;

‘’İşte! Kızım. Allah’ın hazineleri sonsuzdur, yeter ki sen çabala, çalış Allah hiçbir çabayı karşılıksız bırakmaz.’’ Ve bir de “Allah yağ mumu isteyene yağ mumu, bal mumu isteyene bal mumu verir.”

Ben büyüdüm, erişkin oldum ve gün geldi kişisel gelişim alanında çalışan farkındalık koçu oldum. Şimdilerde danışanlarımın hayallerine, dileklerine, niyetlerine yoldaşlık yapıyorum. Dua etmenin sihri üzerinde sırlar fısıldıyorum onların kalplerine…

Kanımca takıntılı bir arzu, ihtiras yüklemediğimiz dualar gerçek oluyor, inanıyorum.

Yaradan’ın tutturukçuları sevmediğini düşünüyorum. Bazen karşımda oturan erişkinleri dönüşüm yolculuklarında ayaklarını yere vura vura ağlayıp onlarca farklı oyuncağın içerisinden illa ki arkadaşımın elindeki diyerek tutturan çocuklara benzetiyorum. Müsaade alıp hatırlatma ihtiyacı duyuyorum çocukluğunuzda anneniz size hiç ‘’ ağlamazsan alırım, ağlarsan almam ‘‘ demedi mi? Yüce Yaradan’ın biz evlatlarının tüm dualarını kibarlık, zarafet ve sırasıyla mutlaka yerine getirdiğini öylesine biliyorum ki inanmak kelimesi benim bilmemi ifade etmeyecek kadar yetersiz kalıyor. Muhakkak ki zamanı en doğru O belirliyor.

Teslimiyet ‘’ her ne olursa hayrıma olmuyorsa da hayrıma diyebilmektir. ‘’ Dualarınızı en sükûnetli, en zinde, hatta yalnız, kendi sessizliğinizde olabileceğiniz ortamlarda yapmaya özen gösterin. Duanızın tüm detaylarını ile ince ince zihninizde tasarlayın. Ruhunuzdan gelen sesler size kalbiniz aracılığı ile ulaşır. Bir duaya başlamadan önce Yaradan’a ‘’ lütfen sesimi duymayı bana nasip et ‘’ deyin. Kendi öz sesiniz size verilen mesajların elçisidir. Kendi hayalleriniz ve niyetlerinizde sınır tanımazken aynı güzel duyguları tüm insanlık, canlı cansız tüm varlıklar ve dünya gezenimiz içinde isteyin. Her şeyin en güzeline ve bolluğa hepimizin layık olduğunuzu bilin.

Empati, şefkat, vefa, zarafet, inanç ve vicdan değerlerinin tamamı gerçek sevgidir. Unutmayın içinde sevgi ve ışık olmayan hiçbir dua sizin ve bütünün hayrına gerçek olmaz. Dualarımızı tüm dünya ve insanlık için tekrarlamak ülkemizin ve dünyanın içinden geçmekte olduğu bu dönüşüm yolculuğunda çok önemli.

Kalbiniz sizin rotanızda yön belirleyicinizdir. Vicdan daima size doğru yönü gösterir. Siz yeter ki seçimlerinizde usta olmaya hevesli olun.

İçinde bulunduğumuz Ramazan ayının ruhani enerjisini ve dualarınızı inanan gönülleri birleştirmek ve bir’lemek için yapın. Dualarınız Yaradan’ın gani ismiyle size geri gelsin. Tüm güzellikler ve her şey gönlünüzce olsun.

Author avatar
Şebnem Toker