“Anne ben bunu yapamıyorum!”
“Baba ben bu soruyu çözemiyorum. Asla başaramayacağım, asla!”
Çocuklar genellikle siyah – beyaz düşünceye sahiplerdir. Olayların gri alanlarını görmeyi henüz başaramazlar. Hızla hareket eden zihinlerinde, çoğu durum birkaç saniye içinde ya tamamen iyi ya da büsbütün kötü olarak kabul eder ve aradaki gri olasıklıkları görmekte zorlanırlar. Tek bir soru çözemediklerinde sınavdan “asla” iyi bir puan alamayacaklarını, puzzle parçası bulamadıklarında “asla” yeterince zeki olamayacaklarını düşünürler.
Olumsuz düşünme paternleri pek çok çocukta görülebilir. Bu duruma, yaratılışında kaygı veya duyarlılık bulunan çocuklarda daha sık rastlanabiliyor. Gerçek şu ki; hayatta kalma içgüdülerimiz ve olumsuzluk taraflılığımız nedeniyle, ister yetişkin ister çocuk olalım hepimiz kimi zaman olumsuz düşüncelere saplanıp kalırız.
Olumlamanın Gücü Gelişen dünyada en önemli şey farkındalık olmaya başladı. Kendinin farkında olmak, bir çok problemimizin üstesinden gelmemize yardımcı oluyor. Farkındalık; yalnızca olumsuz düşünceyi azaltmakla kalmayıp, aynı zamanda daha iyi bir zihin sağlığı, daha yüksek özgüven, dayanıklılık ve benlik saygısı geliştirmeye yardımcı oluyor. Olumlama, kendini fark etmenin en etkili yollarından birisi. Anksiyete ve depresyona katkıda bulunan olumsuz düşünce paternlerinin panzeri, olumlamadır.
Araştırmalara göre; beynimiz ve mental sağlığımız düşünceler – duygular – eylem bağlantısından ibaret görünüyor. Yapılan görüntülemelerde, çocuğun bir düşüncesi olduğunda onun, beyninin duygusal alanıyla doğrudan iletişime geçtiği görülüyor. Aslında; düşüncelerimizi duygularımız şekillendiriyor. Buna karşılık olarak da duygularımız, dışa dönük eylemlerimizi yani davranışlarımızı etkiliyor.
Kısacası; çocuk sahip olduğu en olumlu düşünce kadar kendini iyi hissedecek ve günü o kadar iyi geçecek.
Bir çocuk olumsuz düşünceyi bilinçli olarak olumlu bir düşünce ile değiştirdiğinde, aslında beynini güçlendiriyor da olacak. Çünkü, çocuk olumsuz bir düşünceye takılıp kaldığında, düşünme mekanizması muhtemelen amigdalasında veya duygu merkezinin dışında çalışmaktadır. Burası beynin en sağlıklı ve belki de en önemli noktası. Fakat buna rağmen insanoğlunun rasyonellik ihtiyacına bağlı olarak zihin, burada bulunmak istemez ve tamamen bilinçli ve mantıklı olan frontal kortekste yaşamak ister.
Tam bu noktada çocuklar, kendileri için oluşturulan olumlamaları kullandıklarında, kelimenin tam anlamıyla, duygu beynini ayırıyorlar ve beynin problem çözme, dürtü kontrolü ve duygusal düzenlemeden sorumlu olan kısmını yeniden etkinleştiriyor.
Ömür Boyu Dayanıklılık
Yukarıda bahsettiğim gibi hepimiz hayatımız boyunca stres girdaplarına kapılabiliriz. Elbette çocuklar da olumsuz düşünceleri, farklı duyguları tanımlamalı ve ifade etmelidir. Fakat burada önemli olan, bu tip duygulara uzun süre takılıp kalmamayı öğrenmeleridir.
Nöroplastisite; yaşadığımız deneyimlerin beyinde yarattığı fiziksel değişimlerin tamamı için kullanılan bir sözcüktür. İyi düşünmeye her niyet ettiğimizde beynimizde yeni nöropatik yollar oluşuyor. Örneğin; çocuğumuz olumsuz bir düşünce yerine daha olumlu bir düşünceyle yeniden yönlendirilirse ve daha sonraları bunu kendisi yapmaya devam ederse, beyninde yeni bir nöro-yol yaratabilir. Burada devreye “bilinçli olmak” giriyor. Çocuğumuz bilinçli olarak olumlu düşünmeyi ne kadar çok uygularsa, gelecekte yani bir yetişkin olduğunda nöronlarının bu yolu daha kolay geçmesini sağlayacaktır. Çünkü artık bildiği bir yol olacak önünde…
Kısacası; olumlama cümleleriyle çocuğumuzun ilerideki yaşamında karşılaşabileceği zorlukların üzerine bir köprü kurmasına yardımcı olabiliriz.
Çocuklarımıza öğretebileceğimiz bazı olumlama cümlelerine örnekler:
Güven İnşa Etmek İçin
– Harika işler başarabilirim.
– Elimden gelenin en iyisini deneyebilirim.
– Her zaman her durumun olumlu taraflarını görebilirim.
– Ben güçlüyüm.
– Pek çok konuda zekamı kullanabiliyorum.
Kendini Sevmek İçin
– Ben yeterliyim.
– Ben benzersizim.
– Birey olarak bir değerim olduğunun farkındayım.
– Bu dünyada bir sebep için bulunuyorum.
– Değerli olmak için mükemmel olmama gerek yok.
– Kendimle gurur duyuyorum.
Sınırlarını Öğrenmek İçin
– Vücudumun sahibi benim.
– Rahatlıkla hayır diyebilirim.
– Başkalarının sınırlarına saygı duyarım.
– Ben yalnızca kendimi kontrol edebilirim, diğerlerini değil.
– Güvende hissetmediğim yerde kalmama hakkına sahibim.
– Kendi sınırlarımı koymakta ve korumakta özgürüm.
Motivasyon İçin
– Ben çalışkanım.
– Öğrenmeyi severim.
– Başarmak istediğim hedefler koyabilirim.
– Öğrenmek ve büyümek kolay değil fakat buna değer.
– Ben kendi yolumun lideriyim.
– İhtiyacım olan ilk adımı atabilmek ve ben bunu yapabilirim.
Duyguları Onurlandırmak İçin
– Her gün harika geçmeyebilir.
– Tüm duygular yaşanabilir.
– Duygularımın bana neler söylediğini dinleyebilirim.
– Zorlayıcı düşüncelerim sonsuza kadar sürmeyecek.
– Bazen üzülüyor olmak da doğaldır.
– Her şeyin yolunda gitmediği zamanlar olabilir.
– Ağlamak içimizdeki gücü gösterir, zayıflığı değil.
– Duygularımı anlamak kendimi tanımak demektir.
Bedenini Sevmek İçin
– Bedenim güçlü ve güzel.
– Güzel bir beden her şekil ve ölçüde olabilir.
– Beni görünüşüm değil karakterim tanımlar.
– Aynaya her baktığımda başka bir güzelliğimi keşfedebilirim.