Hayır Diyebilme Sanatı

Yıllar yıllar boyu “hayır” diyebilme egzersizleri yaptım. Maalesef yetiştirildiğimiz topraklarda kültürümüz nedeniyle hele de kadın isek kolay kolay “hayır” diyemiyoruz.

Çok şükür kendi yolumda hiç de fena sayılmayacak mesafe aldığımı düşünüyorum.

Geçtiğimiz günlerde bir arkadaşım ile sohbet ederken bir anda kalbimden gelen bir sesle irkildim. Kalbim bana duygularımı izlememi söylemişti. O saniye itibariyle sohbeti izlemeye başladım.

Arkadaşım ve benim aramdaki enerji boyutu bir konuşma balonu gibi aramıza girmeye ve bizi birbirimizden uzaklaştırmaya başlamıştı. Bu farkındalığımın ardından, duyguyu izlemeye devam ettim. Ne olmuştu da giderek aramızdaki bağ kopmaya başlamıştı? Bu keşfim beni çok etkiledi. Arkadaşım sohbetimiz sırasında ona heyecanla anlattığım hayallerimle eğleniyordu, benim anlattıklarıma kendince fikirler üreterek neredeyse karşı takımın oyuncusu gibi anlattıklarımın ne kadar hayal ürünü olduğunu bana ispat etmeye ve beni kendimden şüphe ettirmeye çalışıyordu. Konuşmamızın başında fark edemediğim bu durum, duygu olarak gelip beni yakalamış ve “Hoop kızım, biraz yüksel ve gel neler olup bittiğine buradan bak demişti.” O dakikadan itibaren aslında birlikte olduğumuz anın, bana hiç keyif vermediğini, hayallerimi coşkuyla aktarırken karşımdakinin devamlı beni sabote etmesiyle hiç de bana ait olmayan şüphe, endişe, tereddüt gibi olumsuz duyguların etrafında salınmaya başladığını fark ettim.

Aslında bu duygular benim için yeni değildi. Daha önce de aynı kişiyle benzer duygular yaşamıştım. Fakat hani derler ya her şeyin bir zamanı vardır, demek benim bu zamanda fark etmeye ve cesaretimi toplayıp hayır demeye ihtiyacım vardı. Arkadaşıma “Susar mısın lütfen? Beni karamsar insan yapmaya çalışıyorsun, hâlbuki ben coşku insanı olmayı seçiyorum” dedim. Bana yine kocaman bir kahkaha patlatıp “Hadi bakalım sen iflah olmazsın!” dedi. İşte o an bir kere daha bazı durumlarda “hayır” diyebilmenin çok kıymetli olduğunu düşündüm.

Hayır Demenin Gücü

Dedikodu yapmak için kahve içmek isteyen arkadaşınıza hiç düşünmeden “hayır” deyin. Size karamsarlığını, olumsuz duygularını yaymak isteyen kişilere de “hayır” deyin. Hayallerinize gülen ve kendinizden şüphe etmenize neden olan yakın-uzak kim olursa olsun “hayır” deyin.

Lütfen sözlerimi yanlış anlamayın; sizlere duyarsız olun, yardımlaşmayın, iyilik yapmayın demiyorum. Benim anlatmaya çalıştığım; herkesin her işine koşmanın mümkün olmayacağını ve önceliklerimizi bilmemiz gerektiği. Şimdi de bana, hani akışta yaşayacaktık dediğinizi duyar gibi oluyorum. Akışta yaşam, savrulan bir ağaç yaprağı gibi rüzgâr sizi ne yöne savurursa akıp gitmek değildir. Akışta yaşam, daima sizinle birlikte olan varlığınızı hissetmek ve ondan aldığınız güç ve uyum ile yaşayabilmektir.

Hayır Diyebilmek İnsana Ne Kazandırır?

İnsan olarak gelecek hafta, ay ve yıllarda ne yapmak gerektiğini bilerek ve elinizden gelenin en iyisini yapmak için cesurca çaba sarf ederek, yolunuzda sizi engelleyen tüm olumsuz kişi ve duygulara “hayır” demeyi deneyin. Emin olun bir gün gelecek ve hayal ettikleriniz, aslında sizin gerçekleriniz olacaktır. Çünkü en iyi rehberiniz iç sesiniz. İç sesinizi dinleyebilmek için mutlaka kendinize sükûnet zamanları yaratın. “Hayır” diyemediğiniz her anın, sizin için çok önemli olabilecek bir yaratıcılık anını kaçırmanıza sebep olabileceğini sakın unutmayın ve bence dünyada geçirdiğimiz zamanları, kendimiz ve insanlık için üreterek, mutlu, coşkulu ve neşe içerisinde geçirmemiz, etrafımızdaki insanların bizi beğenip onaylamasından çok daha kıymetli…

Author avatar
Şebnem Toker