Sonbahar ayları, kültür ve sanat takviminin en zengin dönemlerinden biri olarak öne çıkıyor. Müzeler, sanat galerileri ve kültür merkezleri bu dönemde yoğun bir programla sanatseverleri ağırlıyor. Resimden fotoğrafa, heykelden dijital sanatlara kadar birçok farklı disiplinde sergi görmek mümkün. Yoğun iş ve okul temposunun arasında kendine zaman ayırmak isteyenler için sergi ziyaretleri hem zihni dinlendiren hem de ufuk açıcı bir deneyim sunuyor. Bu yazıda, sonbaharın bu özel atmosferinde gezilebilecek dikkat çekici müze ve sergi önerilerini bir araya getirdik.
Solo Botter: Burhan Uygur- Casa Botter (23 Kasım 2025’e kadar)
Casa Botter’de Levent Çalıkoğlu küratörlüğünde gerçekleşen “Solo Botter: Burhan Uygur”, 6 Şubat – 22 Haziran 2025 tarihleri arasında İstanbul’un ilk art nouveau yapısı Casa Botter’de ücretsiz olarak ziyaretçilerini bekliyor. Sergi, 1992 yılında kaybettiğimiz Burhan Uygur’un hikâye anlatımındaki çok katmanlı yaklaşımı ve görsel şiirselliğini keşfetmeye davet ediyor; sanatçının resimlerinde boyanın katman katman dönüşmesi, çizgilerin melankoli ve coşku arasında dans etmesi ve yaşadığı anların ruhunu derin bir şiirsellikle yansıtması öne çıkıyor. Şiir ve edebiyatla yakın ilişkisi olan Uygur, eserlerine yerleştirdiği notlar ve dizelerle anlatmak istediği hikâyenin görünmeyen yüzünü ortaya koyuyor. Farklı malzeme ve teknikleri deneysel bir yaklaşımla bir araya getiren sanatçı, boyayı tüpten çıktığı haliyle kullanmayı reddederek parmakları, avuç içi ve rastgele nesnelerle renk ve dokuyu dönüştürüyor; böylece resimleri izleyiciyi anlamlar dünyasına davet eden anlatılar haline geliyor. İBB Kültür ve İBB Miras ev sahipliğinde gerçekleşen sergi, sanatseverlere Burhan Uygur’un pratiğine kapsamlı bir bakış sunarken, Beyoğlu’nun kültür sanat sahnesinde de önemli bir deneyim fırsatı sağlıyor.
Ortak Duygular-Pera Müzesi (16 Eylül – 18 Ocak)
Ortak Duygular, British Council Koleksiyonu’ndan 29 sanatçının yapıtlarını bir araya getiren güncel bir grup sergisidir. Koleksiyon, 1930’lardan bu yana Birleşik Krallık 20. ve 21. yüzyıl sanatını kapsayan yaklaşık 9.000 eseri bünyesinde barındırıyor ve kalıcı bir serginin parçası olmayan, çoğunlukla uluslararası sergilere ödünç verilen yapıtlarıyla “duvarları olmayan müze” olarak anılıyor. Küratörlüğünü Ulya Soley’in üstlendiği sergi, “Özeni Korumak”, “Tanıdık Yüzler” ve “Hayali Gelecek” başlıklı üç bölümle, koleksiyonun yalnızca geçmişi saklamadığını, günümüzün toplumsal ve politik dinamikleriyle ilişkiler kurma potansiyelini vurguluyor. Sergi, müzeleri yapıtların sergilendiği pasif mekânlardan çıkarıp, duyguların paylaşıldığı, kapsayıcı ve umutlu bir deneyim alanına dönüştürüyor; izleyicileri sanat aracılığıyla ortak bir zeminde buluştururken, kurumların koleksiyon politikaları ve topluluklarla ilişkilerini sorgulamaya davet ediyor. Sergide Larry Achiampong, Laura Aldridge, Ed Atkins, Sonia Boyce, Jake & Dinos Chapman, Tracey Emin, Damien Hirst, David Hockney, Marc Quinn ve Suzanne Treister gibi önde gelen uluslararası sanatçıların eserleri yer alıyor.
Meczup Şairler- :mentalKLINIK & Pilevneli Dolapdere (18 Eylül-18 Ekim)
PİLEVNELİ’de 18 Eylül – 18 Ekim 2025 tarihleri arasında gerçekleşen Meczup Şairler, Brüksel merkezli sanatçı ikilisi :mentalKLINIK’in dört yıllık üretim sürecinin ürünü olan kişisel sergisidir. Sergi, dijital ve fiziksel düzlemleri aynı anda açımlayarak heykeller, mekânsal yerleştirmeler ve robotik eserlerle izleyiciyi çift katmanlı, performatif bir gerçekliğe davet ediyor. Unreal Engine 5 ile oluşturulan dijital evrende, MetaHuman’lar aracılığıyla katılımcıların deneyimlediği performanslar, sanatçıların on yıla yayılan şiirsel yazım sürecinden türetilmiş Meczup Şiirler’in sentetik yorumlarıyla buluşuyor. Analog ve dijital dünyaları kırılgan bir gerilim içinde birleştiren sergi, güncel insanın aşırılığını, beden-sonrası varlıkları ve meta-sinematik çöküşü deneyimleten bir mikroklima sunuyor; ziyaretçiler, ruh halleri, materyaller ve protokollerle yüklü bu evrende hem fiziksel hem de dijital performansları gözlemleyerek çağdaş teknolojinin sanatla birleştiği benzersiz bir deneyim yaşıyor.
Where the River Burns- Zeyrek Çinili Hamam (19 Eylül-18 Ocak)
Zeyrek Çinili Hamam, 19 Eylül 2025 – 18 Ocak 2026 tarihleri arasında Fransız sanatçı Juliette Minchin’in mekâna özgü kişisel sergisi Where the River Burns’e ev sahipliği yapıyor. Anlam de Coster küratörlüğünde gerçekleşen ve Minchin’in İstanbul’daki ilk sergisi olan bu çalışma, 16. yüzyıldan kalma hamam yapısının yakın zamanda gün yüzüne çıkarılan Bizans Sarnıcı ve soğukluk bölümlerine yayılıyor. Minchin, hamamın mimari belleği ve zamana direnen ritüelleriyle diyalog kuran yeni bir proje üreterek balmumu, kalay ve kâğıt gibi malzemelerin dönüşümünü kullanıyor; sergi, arınma, kehanet ve bakım temalarını merkeze alarak ziyaretçilere mekânın tarihine ve sanatçının deneysel yaklaşımına dair eşsiz bir deneyim sunuyor.
7. İstanbul Fringe Festival (19-27 Eylül)
Istanbul Fringe Festival, 19–27 Eylül 2025 tarihlerinde yedinci kez sanatseverlerle buluşuyor ve dans, performans ve tiyatro gösterileriyle ulusal ve uluslararası sanatçıları bir araya getiriyor. Festival, 10 yerel ve 10 uluslararası performansın yanı sıra atölyeler, konuşmalar ve partilerle katılımcılara disiplinlerarası ve çok kültürlü bir deneyim sunuyor. Hem sanatçılar hem de izleyiciler için etkileşim ve iş birliği fırsatları yaratan festival, bir hafta boyunca yeni sanatsal bağlantılar kurmayı, farklı ifade biçimlerini keşfetmeyi ve ilham verici bir deneyim yaşamayı mümkün kılıyor.
Sanat, yalnızca estetik bir deneyim değil; aynı zamanda hayatın hızlı akışı içinde kendimize verdiğimiz kısa ama değerli bir mola niteliği taşıyor. Sonbaharda şehirde açılan sergiler, bu molayı en verimli şekilde değerlendirmek için önemli bir fırsat sunuyor. Kimi zaman geçmişe ışık tutan klasik eserlerle, kimi zaman da güncel meseleleri sorgulatan çağdaş çalışmalarla karşılaşmak mümkün. Bu nedenle, önümüzdeki haftalarda bir gününüzü ayırıp bir müze ya da sergi gezisi planlamak, hem kültürel açıdan zenginleşmenize hem de günlük hayatın telaşından uzaklaşıp kendinizi yenilemenize katkı sağlayacaktır. Bizler bu değerli çalışmaları görmek için sabırsızlanıyoruz. Sizler de düşüncelerinizi bizimle paylaşın!
